Tansel Kolcu yazdı.

Süper Ligin 21. haftasında, deplasmanda Hatayspor ile karşılaşan Trabzonspor, ilk yarısını 9. dakikada Bardhi’nin kafa ile attığı gol ile 1-0 önde kapatmasına rağmen, 47. dakikada El Kaabi ve 50. dakikada  Bertuğ’un attığı gollere engel olamayınca, uzun süredir başarılı olamadığı deplasman maçlarından birinden daha eli boş dönüp, şampiyonluk umutlarını  gelecek sezonlara devretmiş oldu.

Oyuna iyi başlayan ve 9. dakikada atığı gol ile maça adeta önde başlayan Trabzonspor, Hatayspor defansını üçe bir yakaladığı pozisyonda, günün başarısız isimlerinden Djaniny’in pozisyonu harcamasıyla, skoru arttırma fırsatını kaçırdığında, kader ağlarının yavaş yavaş  örülmeye başladığını biraz olsun hissetmiştik. İlk yarının sonlarına doğru, topla oynama üstünlüğünün %70 Trabzonspor lehine olması da, hissiyatımızı daha da derinleştirdi diyebiliriz. Zira, aynı topla oynama yüzdeleri ile Karagümrük ve Alanyaspor maçlarını da çok yakın zamanda  kaybetmiştik.

Sayın Hocam, Hatayspor, sakatlıklar nedeniyle stoper pozisyonunda zaafiyet yaşarken ve siz deplasmanda 1-0 öne geçmişken, neden yine yan ve geri pas tercihine dönüyorsunuz anlaşılır gibi değil. Hatayspor’un iki etkili ismi El Kaabi ve Riberio, ilk yarıda oyunda yok. Yani sizi rahatsız edecek hiç bir rakip futbolcu yok ama siz yine skoru artırmak için rakip takımın zaaflarını kullanmak yerine, ısrarla,  amaçsızca, yana ve geriye pasa devam ediyorsunuz. İkinci yarı rakip takım, iki etkili ismi El Kaabi ve Riberio’yu oyuna alıyor ama siz, karşı hamle yaparak onlara önlem almakta gecikiyorsunuz. Mağlup duruma düştükten sonra ise, ileride top tutabilen ve ceza sahası çevresinde çabuk pas yapabilen tek oyuncunuz Yusuf’u çıkarıyorsunuz ve Trabzonspor, o dakikadan itibaren maalesef, ne oynadığını bilmeyen bir takım olarak karşımıza çıkıyor. Bunun izah edilmesi gerçekten çok zor. Oyunda hiç bir varlık gösteremeyen Djaniny’e uzun süre sabır gösteriyorsunuz ama Lahtimi aklınıza nedense, skor aleyhimizdeyken ve son 10 dakikalarda geliyor. Sayın Hocam, sanırım bu sene takımın değil ama sizin formunuz tartışılmalı…

Haftalardır kazanamayan ve hocaları gönderilme aşamasında olan Karagümrük ve Alanyaspor’dan sonra, yine haftalardır kazanamayan ve hocası tartışılmakta olan bir takıma daha bugün, acemice kaybedilmesi ve şampiyonluktan uzaklaşılması artık bardağı taşıran son damla olmuştur. İstifa sinyali verdiğiniz konuşmada da dediğiniz gibi, takımdaki bu durum, geçici gibi görünmüyor. Daha doğrusu, takımdan ziyade sizin oyun sisteminizdeki arıza ve sizin bu arızayı düzeltmek yerine arıza ile inatlaşmanız, geçici gibi görünmüyor. Trabzonspor’un efsaneleri olan, Trabzonspor’a şampiyonluklar kazandıran  Özkan Sümer ve  Ahmet Suat Özyazıcı hocalarımız  bile formsuz ve başarısız oldukları dönemlerde  takımdan ayrılmak zorunda kaldılar ve sonrasında da dönüp yine büyük başarılara imza attılar. Siz de Trabzonspor’a, tarihe geçen bir şampiyonluk kazandırdınız. Bunun için size minnettarız ama bu sezon, gerek transfer, gerekse oyun anlamında formsuzsunuz. Trabzonspor ile önümüzdeki yıllarda da çalışıp tekrar başarılar elde edeceğinize kesinlikle inanıyorum ama bu sezon yapılan transferlerin ve geçen yıl şampiyon olmuş bir takımın bugünkü görüntüsünün hesabını, mutlaka bu durumdan kimler sorumlu ise onlar ödemeli. Şampiyonluk parolası ile yola çıkan ama başarısız olan her büyük takımda yaşandığı gibi…