Antalyaspor maçı sonrası şampiyonluğu garantileyen ve evinde oynayacağı son maç olan Altay karşılaşmasında kupasını alması beklenen Trabzonspor, Antalyaspor maçında, sahasının zarar görmesi nedeni ile kupa seremonisini 2 aşamalı yapmak zorunda kaldı. Dün gece evinde, muhteşem bir organizasyon ile şampiyonluğunu kutlayan ve kupasını alan Trabzonspor, bugün de, Atatürk Olimpiyat Stadında oynadığı Altay karşılaşması sonrası, 70.000 civarındaki muhteşem seyircisi önünde, 11 yıldır özlemle beklenen kupası ile bir kez daha  şampiyonluk turu atarak, adeta Olimpiyat Meşalesini de yakmış oldu.

Dün gecenin yorgunluğuna rağmen maça oldukça etkili başlayan Trabzonspor, oynadığı güzel ve etkili  oyunla rakibini 2-1 mağlup ederek, Atatürk Olimpiyat Stadını doldurup,  takımlarını  muhteşem bir şekilde destekleyen binlerce Trabzonspor taraftarını da sevince boğmuş oldu.

Dünyada iki büyük şehir takımı olduğu söylenir. Bunlar; Trabzonspor ve Napoli’dir. İki takımın şehrinde de bu takımlara büyük destek vardır ama bu iki takımı birbirinden ayıran çok önemli bir özellik bulunmaktadır. Trabzonspor, ait olduğu şehre sığamamış ve  bugün bir dünya takımı olmuştur. Napoli’nin kendi şehrinden yüzlerce kilometre uzaklıkta, Roma’da veya Milano’da, 70.000 taraftarı önünde maç yapmasını hayal bile edemezsiniz ama  Trabzonspor, şehrinden yüzlerce kilometre uzaklıkta olan İstanbul’da, özel veya resmi farketmez, 70.000 taraftarı önünde oynar.

Şampiyonluk kutlamaları, dünyanın her tarafında konuşulur ve görüntüler milyarlarca kez izlenir. Umarım bu 2 büyük şehir takımı söylemi, yakın zamanda değişir. Şehir takımı olarak başlayan yolculuk, zaman içerisinde  evrilerek, bugün bir dünya takımını ortaya çıkarmıştır. Zaten başarısızlıklarını, yaptıkları algılarla Trabzonspor üzerinden örtmeye çalışanların telaşı da, bu gerçeği fark edip, “Nasıl engelleyebilirim?” gibi sığ bir düşünce içerisinde olmalarından kaynaklanmaktadır. Benim size tavsiyem; boşa kürek çekmeyin. Sonuçta, bu sürece şahit olacak ve kabulleneceksiniz…

Bugün, Atatürk Olimpiyat Stadına giden bütün yollar, biri hariç, araç girişine kapatılmıştı. Nedenini anlayamadığımız, hatta görevlilerin bile anlayamadığı bu karar nedeniyle taraftarlar, İstanbul trafiğinde defalarca tur atmak zorunda kalıp, ancak maç başladıktan sonra stada girmeyi başarabildiler. Aynı uygulama maalesef, Passolig okutulduktan sonra da devam ediyordu. Yine yetkililerin bile bilmediği bir uygulama ile Batı Alt bölüme girecek taraftarlar, oluşturulan labirentlerden geçmeyi başarabilirlerse, Batı üst bölüm merdivenlerini tırmanıp, oradan tekrar en alt kata inebildiler. Survivor yarışmalarını andıran böyle bir parkuru, acaba kim icat etti? Amacı neydi? Umarım bu yetkili, Survivor fanatiği çıkmaz! Hiç bir mantığa sığmayan bu uygulamalar nedeniyle bir çok taraftar, maalesef stada geç girmek zorunda kaldı. Sanırım bu şikayetler, yönetime de ulaşmıştır. Bu izaha muhtaç ve manidar uygulamanın nedenini belki öğrenmek isterler…