Rahman Ayhan yazdı.

Ne yazık ki,
En büyük hünerlerimizden biri
Yalakalık oldu…
Hayatını idame ettirmek için
Sanatçı
Veya
Zanaatkâr olmaya gerek yok…
En büyük sanat
Yalakalık sanatı oldu…
Hayır
Öyle hayatını
Ömür boyu çalışmakla
Ve
Heba etmekle geçirmeye uğraşma!
Bir iki,
Takla atmayı öğren,
“En iyisini
Siz bilirsiniz efendim” derseniz,
Ömür boyu rahat edersiniz…
Para mı istersiniz?
Al size 7 sülalene yetecek para…
Mevki,
Makam mı istiyorsun?
Al sana
En güzelinden mevki, makam…
Bir anda
Hemencecik,
Bütün kapılar sana açılır…
Yoksa
Sizde hep doğruyu söyler,
Hak,
Hukuk,
Adaletten yana,
Liyakate önem verir
Ve
Yalan söylemez misiniz?
Oooo,
Tuzunuz kuru o zaman,
Ya topçu,
Veya
Popçusunuz ve
Ömür boyu rahat yaşıyorsunuzdur…
Para, mevki,
Makama ihtiyacınız yok…
Hayır
Onlardan değilim diyorsanız,
Durun o zaman…
Bu dünyada
Çekecekleriniz var
Ve
Ömür boyu sürter durursunuz…
Eş, çocuklar,
Evde
Ekmek bekler sizden…
Günde
12 saat çalıştığınız halde,
Onların
Beklentilerine karşılık veremezsiniz…
İçten içe,
Eş ve çocuklarda
Açıkça düşman olur size…
“Ne olmuş yani
Bu kadar dürüst olmazsan,
Azıcık yalan konuşup,
Bir, iki takla atmış olsan…
Değer mi?
O kadar dürüst olmaya
Ve
Çocuklarını aç bırakmaya…
Dürüstlük,
Kimin karnını doyurmuş ki…
Bak falancanın
Eşi ve
Çocuklarının yediği önünde
Yemediği arkasında…
Türlü
Türlü giyip,
Alış Veriş Merkezlerinde geziyorlar…
Kimse
Palyaçolar gibi
Şarlatanlık yapın istemiyor…
“En iyisini
Siz bilirsiniz efendim” desen,
Dilinde tüy mü biter?
Ortaya çıkıp,
“Bende şöyle düşünüyorum” demezsen,
Ne olur?
Şimdiye kadar,
Yalandan kim ölmüş te,
Yalan
Söylememek için
Öyle direniyorsun” diye,
Haklı olarak, içten içe kızarlar…
Eski
Belediye başkanı,
Eski bakanlardan birisi,
Sayın Cumhurbaşkanımızın da olduğu
Protokolün önünde
Bir anısını anlatmakta…
“Ünlü bir sanatçımız Hac görevi için
Kâbe’ye gitmiş…
Oradan
Sayın eski bakanımızı arayıp,
“Ağabey,
Ben tavaf edemiyorum” demiş…
Sayın eski bakan,
“Hayırdır ne oldu?
Hayranların Kâbe’yi mi bastı,
Niye tavaf edemiyorsun?” demiş…
“Hayır,
Önümde Türk bayrağı var,
Sarı benizli, Kara derili,
Çekik gözlü
Ve
Hiç tanımadığım milletten insanlar
Beni durdurup,
Türk bayrağını öpüyorlar
Ve
Elimden tutup, Kâbe’ye çevirip
Elimi açtırdıktan sonra
“Recep Tayyip Erdoğan” diye,
Duaya başlıyorlar” demiş…
İşte
Bir sanatçımızın
Kâbe’de başına gelenler
Ve
O anıyı,
Dünyaya aktaran siyasetçi…
Zaten
Sayın Cumhurbaşkanı da
Bu hikâyeye
Çok inanmamış olacak ki, hiçbir tepki vermedi…
28 ülkeyi gezdim
Ama
Bana bir tane bile
Böyle birisi rastlamadı…
Zaten
Gittiğim ülkeleri yazılarımla
Sizlere
Günübirlik aktarıyorum…
Montesquieu,
“Bir ülkede yalakalığın getirisi,
Dürüstlüğün
Getirisinden fazla ise,
O ülke batar” diye söyler…
Cenap Şehabettin,
“Yüksek tepelerde hem yılana,
Hem de
Kuşa rastlayabilirsiniz;
Ama biri sürünerek,
Diğeri uçarak, oraya çıkmıştır” der…