Murat Karakaş yazdı

‘’Her başarının ardından ‘’mutluluk’’ gelir..’’ diye bir gerçek yok.

Ama bu şampiyonluk öyle bir mutluluk getirdi ki; değil evlere, dünyaya şenlik oldu.

Mutluluğu, yani şampiyonluğu en doğal, en unutulmaz, en saygın, en sevgi saçan, en çılgın yaşayan başka bir takım olmamış dünyada. Etrafımızda bize bakan gözler hep GIPTA.

O yüzden, takımla gurur duymakla birlikte, takıma güç veren ‘’taraftar’’ ile de ne kadar gurur duysak azdır.

Araştırmalarda, insanın mutluyken zekasının, yaratıcılığının ve işteki başarısının arttığını gözlemlemişler.

Bu araştırma sonuçlarını, başkanından hocasına, topçusuna, malzemecisinden tercümanında yansımasını bizim takımda görmek benim ümidimin devam etmesine sebep.

Bana ‘’ BUNDAN SONRA ÜÇ SENE’’ dedirttiren bu aslında.

Bu mutluluğu sürdürülebilir bir başarıya neden dönüştürmeyelim?

Efsanelerimiz zamanında yapmadı mı ? Üstelik, kurulduktan on yıl kadarki zaman zarfında.

Koşullu sevgi değildi bizimkisi. Şampiyon olursa severiz demedik.

Haksızlığı, adaletsizliği, saha ve yönetim başarısızlıklarını deneyimleyerek, bu uğurda kayıplar vererek geldik buralara. Ve bu deneyim, mutluluğu ne kadar hak ettiğimizin görsel şölenini çıkarttı ortaya. Üstelik, Ağaoğlu başkanın dediği gibi ‘’20 saat arayla’’

Peki bundan sonra ne olacak?

Tüm paydaşlar bu mutluluğun kıymetini bilecek, doğruları ve yanlışları bir yerlere not edip, önce kendine, sonra takıma, daha sonra da bir şehrin geleceğine, tarihine tekrar yön verecek. ‘’Bende bu dişlinin, bu başarının, bu gururun bir parçasıyım’’ şiarıyla, Bordo’ ya Mavi olmaya devam edecek. Karamsar düşünceye bahane de çook, taraftarda.

Önemli olan olumlu ve mutlu düşüncenin avantajını yansıtmak.

‘’Mutluluk eşittir uzun yaşam’’ sözünü hepimiz duymuşuzdur. Bunu şampiyonluğa evirirsek;

‘’Mutlu paydaşlar, eşittir uzun süreli başarılar.’

Bilmem oldu mu? Olsun yazarken de mutlu oldum.

Farkındaysanız şimdiye kadar yazdıklarımda paradan hiç bahsetmedim. Attığım başlıkla içerik farklı gibi. Mutluluktan bahsediyoruz abi, her zaman parayla sadet olmuyor ki . Değil mi?

Sportif faaliyetlerde ve özellikle futbolda, ekonomik büyümeyi sürekli bir amaç haline getirmek, futbolun ve başarının önündeki en büyük engel olarak gözlemliyorum. Bu benim fikrim.

Evet ekonomik büyüme önemli ama bugüne ve değerlere, aidiyete, sevgiye önem vermek daha kıymetli.

Evet para/ekonomi başarıyı kolaylaştırıyor ama, zorluklarla, güçlülere karşı verilen mücadele sonrası gelen başarının HAZZINI vermiyor değil mi?

Hee Ulaa..dedunuz. Duydum.

Buradan sonuca giderken yönetim ve hocanın ,
AKLI duyguların önüne geçirerek , nefret ettiğimiz SABIR kelimesini kullanmadan ama taraftarları ve tüm sevdalıları buna yönlendirerek , ortaya konulan EKİP ve TRABZONSPOR ruhu başarının gizli olmayan aşikar öznesidir bence.

Şükran ve Minnet duygularımı sunuyorum emeği geçen herkese.

 

Selam ve saygılarımla..