Tansel Kolcu yazdı

Süper Ligin 2. yarısının ilk maçında, deplasmanda Antalyaspor ile karşılaşan Trabzonspor, iyi oynamadığı maçta, 2. dakikada attığı gol ile öne geçmiş olmasına rağmen üstünlüğünü koruyamayınca, sahadan beraberlik ile ayrılmak zorunda kaldı.

Onuachu’nun  milli takıma gitmesi, Bakasetas’ın ise ağrıları olması nedeniyle geçen haftaki kadrodan, mecburi iki değişiklik yaparak sahaya çıkan Trabzonspor, maçın henüz 2. dakikasında, Fountas’ın şık golü ile öne geçmesine ve ilk yarıyı da aynı skorla  üstün kapatmasına rağmen, daha önceki maçlarda olduğu gibi pozisyon bulup skoru artırma konusunda sıkıntı yaşayınca, dakikalar ilerledikçe artan Antalyaspor baskısı, 68. dakikada Antalyaspor’a beraberliği getirmiş oldu. Bu dakikada, sağ kanattan yapılan ortayla altı pas üzerinde buluşup, kafa vuruşu ile topu ağlara gönderen Jehezkel, takımını beraberliğe taşırken, aynı zamanda, maçın skorunu da 1-1 olarak ilan etmiş oldu. Bu pozisyonda, Jehezkel’i marke eden Benkovic’in pozisyon hatasının yanında, Uğurcan’ın altı pas üzerindeki topa çıkmayıp çizgide kalmasının da Benkovic’in hatası kadar vahim  olduğunu söylemeliyim. Malesef, Uğurcan müthiş fiziğine ve bunun verdiği avantaja rağmen yan toplara çıkıp çıkmama konusunda çok tereddüt ediyor. Halbuki biraz cesaretli olabilse, her topu rahatlıkla alabilecek kalitede. Zaten golden sonraki 2 pozisyonda, altı pasın da ötesindeki topları çıkıp, rahatlıkla alabilmesi bunun ispatı gibiydi. 

Böylesine ters gelen bir rakiple oynuyorsunuz ve henüz 2. dakikada, hem de deplasmanda öne geçiyorsunuz ama maalesef, bırakın skoru artırmayı, koruyamıyorsunuz bile. Sakın bu puan kaybı nedeniyle Onuachu ve Bakasetas’ın yokluğu mazeretine sığınılmasın. Onlar varken de, hatta Abdülkadir, Pepe ve Trezeguet  varken de aynı oyunu oynuyoruz. Değişen hiç bir şey yok. Trabzonspor’un, haftalardır süregelen kötü oyun - iyi tabela döngüsü, sanırım böyle devam edecek gibi. Tabi Antalyaspor deplasmanında alınan 1 puan, iyi  olarak değerlendiriliyorsa. 

Sayın Abdullah Avcı, maç öncesi Bakasetas ile ilgili yaptığı açıklamada; “Bakasetas’ın ağrıları var, kimse başka hayal kurmasın.” dedi. Abdullah Hoca, artık hayallerimize de karışmaya başladı sanırım…Halbuki, hiç kimsenin aklına bu konuda hayal kurmak gelmemişti. Demek ki, bu konuda acilen hayal kurmamız lazım! Gerçekten sakatlık olsa, sakat der geçerdi, öyle değil mi? Ama Abdullah Hocam, sana söz, bu konuda hayal kurmayacağız ama bizim başka bir hayalimiz var. Rakiplerin orta sahayı geçemediği, 3-4 gol yiyen takımların, daha fazla gol yemedik diye şükrettiği, hakemlerin bile Trabzonspor’u önleyememe çaresizliğine düştüğü, sahada patlayan fırtınayı görmek için bilet bulamayanların ağladığı, Teknik Direktörlerin, iyi futbol iyi tabela peşinde yarıştıkları Trabzonspor’u hayal ediyoruz. Bu hayalimize, mutlaka bir gün yeniden ulaşacağımıza olan inancımız da tam. Zira, bu beklentilerimizi, Trabzonspor camiası daha önce yaşadı. Yine yaşayabilir ama cesur yöneticiler ve teknik adamlarla… Siz bugün, Trabzonspor’un oynadığı mahkum oyunu, Özkan Sümer, Ahmet Suat Özyazıcı ve Şenol Güneş döneminde hiç gördünüz mü? Tabi ki onların zamanında da yenilgilerimiz, hatta ağır yenilgilerimiz bile  oldu ama hiç bir zaman sahada,  bugünkü gibi mahkum olmadık. Hepsi de cesurca, Trabzonspor gibi mücadele etti ve 7 şampiyonluk da böyle geldi. Umarım Trabzonspor’u yönetenler, örnek aldıkları kasketin yanında, Trabzonspor efsanelerinin yüreklerini de örnek alırlar…

Maçın hakemi Bahattin Şimşek,  Pendik maçında, Mendy’i haksız yere oyundan ihraç ettikten sonra, güya uzun süre dinlendirilecekti. Bırakın dinlendirilmeyi bir de FIFA hakemi yapıldı. Bu hakeme, FIFA yerine Galaksi kokartı da taksanız, boşuna. Hakem falan değil, bildiğin orta oyuncusu…