Tansel Kolcu yazdı

Süper Ligin 30. haftasında, sahasında Fenerbahçe’yi misafir eden Trabzonspor’dan, rakibinin şampiyonluk stresi karşısında, üçüncülüğünün devam etmesi, kupada yarı finalde olunması ve son haftalarda oynanan pozitif futbolun getirdiği motivasyonla, daha dirençli ve sahasında baskılı bir oyun beklerken, maalesef sahada tam tersi gerçekleşti. Maçın başlaması ile birlikte rakibi üzerinde baskı kuran ve rakibini oynatmayan taraf Fenerbahçe oldu. Bu baskının sonucu, 13. dakikada, demarke pozisyonda topla buluşan Fred, ceza sahası dışarısından attığı gol ile takımını 1-0 öne geçirdi. Gol sonrası, beraberlik için Trabzonspor biraz kıpırdasa da, Visca, Trezeguet ve Enis’in etkisiz oyunları nedeniyle pozisyon bulmakta zorlandı. İlk yarının 3. uzatma dakikasında, ilk golün benzeri bir pozisyonda, yine demarke pozisyonda topla buluşan Fred, attığı gol ile takımını 2-0 öne geçirdi ve maçın ilk yarısı da bu skorla sona ermiş oldu.

      İkinci yarıya, Abdullah Hoca hatasını anlamış olcak ki, Enis’in yerine Bardhi’yi alarak başladı ve bu değişiklik sonucu oyunun hakimiyetini eline alan Trabzonspor, 63. dakikada Bardhi’nin serbest vuruştan attığı gol ve Trezeguet’in 78. dakikada penaltıdan attığı gol ile skora dengeyi getirip galibiyet için umutlanıp, pozisyon ararken, Trabzonspor defansında gelen zincirleme hatalar sonucu, 87. dakikada Batshuayi topu filelere gönderince, Fenerbahçe 3-2 öne geçti ve maçta bu sonuçla sona erdi. 

      Abdullah Hoca, daha önceki maçlarda kötü oynamasına ve eleştirilerimize rağmen uzun süre Bardhi’yi  ısrarla oyunda tutmuştu. Bardhi, son haftalarda formdayken ve geçen hafta da müthiş bir oyun ortaya koymuşken, bugün ilk yarı oynatılmaması, Trabzonspor’un organize olamamasının ve mahkum oynamasının en büyük nedeni olmuştur diyebilirim. Geçen hafta Pepe’yi  Enis’in yerinde, Bardhi’yi de arkasında oynatıyorsun ve çok başarılı oluyorsun. Bugün macera aramaya ne gerek var. Visca bugün sahada yok ama ısrarla onu oyunda tutmaya devam ediyorsun. Maç bitiyor, oyunun bitmesine  2-3 dakika kalmış, takım mağlup durumda ama biz yine anlaşılmaz bir şekilde yan pas yapıyoruz. 3. gol öncesi, ceza sahası içerisinde top yükseğe çıkıyor ama maalesef Uğurcan, rahatlıkla çıkıp alabileceği topu, bizim gibi seyrediyor ve top dönüp gol oluyor. Bir maçta Teknik Direktöründen oyuncusuna, yönetiminden taraftarına kadar zincirleme hatalar art arda geliyorsa, o takımın galip gelmesi imkansızdır. Maç öncesi hazırlanan koreografi ile gerilen sinirler, hocanın yanlışları, futbolcuların formsuzluğu ve taraftarların oyuna gereksiz ve Trabzonspor taraftarına yakışmayan müdahaleleri ile bu maç kaybedilmiştir.

      Takımı mağlup durumda olsa da, haksızlığa uğrasa da, Trabzonspor taraftarının sahaya müdahalesi kabul edilemez. Bu kişiler Trabzonspor taraftarı olamaz. Trabzonspor yönetimi, TFF’ye bırakmadan sahaya yabancı madde atan taraftarları tespit edip, maçlara girişini süresiz yasaklamalıdır. Çünkü Trabzonspor’a en büyük zararı bu kişiler vermektedir.

      Tartışmalı Koreografi yerine, maç öncesi sergilenen Koreografi de Trabzonspor Camiasına yakışmamıştır. 

Filistin’e desteği diğer takımlar gibi her platformlarda gösterebilirsiniz ama bu destek, yarın kutlayacağımız Çanakkale gibi destansı bir zaferin ve bu destansı zaferi yaratan, başta ülkemizin kurucusu ve Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının  önüne geçemez. Bu talihsiz koreografi, umarım ders olur ve bundan sonra hazırlanacak koreografilerde, Trabzonspor Camiasının hassasiyetlerine saygı gösterilir…